SOKAK HAYVANLARI TEHLİKESİ CİDDİ BOYUTLARA ULAŞTI’
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, öğle yemeğinde gazetecilerle bir araya geldi. Soruları yanıtlayan Bahçeli, sokak hayvanları ile ilgili tartışmalara ilişkin, “Sokak hayvanları ile alakalı çok önemli tartışmalar başladı. Farklı farklı düşünenler de var; ama buna bir çözüm üretebilmek için bir ağız birliği de var. Zannediyorum Meclis’te veya hükümet nezdinde konu ele alınacak. Belediyeler üzerinde de tasarruflar sağlanacak. Buna da bir son verilecek herhalde. Çünkü çok tehlikeli boyutlara ulaştı. Önerilen şekli tam bilmiyorum. Uyutulunca nasıl uyutulacak? Ne kadar uyutulacak? Kim uyutacak? Sınırı ne kadar? Bunları bilen yok. Hayvanların sevgisi üzerinden çok aşırı derecede yorum yapanlar, şimdi sokak hayvanlarından şikayet etmeye başladı. Demek ki hudutsuz, sınırsız sevgi, bir şeye yaramıyor. Ben televizyonlardaki tartışmaları dinliyorum. Türkiye ikiye bölünmüş vaziyette, ağırlık kazanan şey ise köpeklerin uyutulması mevzusu. Türkiye’nin neresine giderseniz gidiniz, öğlen sıcaklığında mutlaka uyurlar, herkes de görür. Tartışma çok farklı konulara gidiyor. Türkiye ve dünyada çok şeyler oluyor. İnsanlar açlıkla, işsizlikle, kimsesizlikle, birçok olayla karşı karşıya geliyor. İnsanları sevmekten uzak kalanların hayvanları sevmeye yönelmeleri acaba insanları sevmekteki güçlükten mi kaynaklanıyor? Onu da bilmek lazım” ifadelerini kullandı.
‘DEM’DEN KORKMA İŞARETİDİR’
Bahçeli, grup toplantısında CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yönelttiği 4 soruya, Özel’in verdiği cevap için, “Sorudan kaçmanın ifadesi. Bizim sorularımıza cevap vereceği yerde başka türlü konulara çekmesi, cevaptan kaçma veya DEM’den korkma işaretidir” dedi.
AK Parti grubunun Meclis Başkanlığı’na sunduğu, ‘Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nde yer alan emekli komutanların katıldıkları televizyon yayınları öncesi Türk Silahlı Kuvvetleri’ni bilgilendirmesine yönelik maddeye değinen Bahçeli, “Uzun yola giderken, bir levha gördüm. Boş bir arazi, üzerinde bir tekne var; ‘Sınırlı sorunlu yapı kooperatifi.’ Fikirleri savunurken sınırlı, sorumlu olmak lazım. Her gün her şeyi, her yerde konuşmak doğru değil. Silahlı Kuvvetler’de uzun yıllar hizmet yapmış insanların, yaşadıklarını siyasi kalıp içerisinde yoruma katması doğru değil. Eğer yüksek bir tecrübe varsa, bu tecrübeyi mücadeleyi veren insanlara aktarmak daha sağlıklı. Mücadeleye yardımcı olmak lazım” diye konuştu.
‘BU KADAR UZUN SÜRE TÜRKİYE DÜŞMANLIĞI DOĞRU DEĞİL’
Bahçeli, İran’dan Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin kaza yapan helikopterinin Türkiye’ye ait Akıncı İHA tarafından bulunmadığı yönündeki açıklamaya ilişkin, “Türkiye’nin bildiğini İran’dan öğrenecek değiliz. Türkiye bir hizmet sunmuştur, orada da sonuç almıştır. İftihar etmek lazım. Başkaları üzerinden, Türkiye’yi sorgulamaya, hükümeti yetersiz görmek veya mücadele veren insanları yok farz etmek doğru yaklaşımlar değil. Bu kadar da uzun süre Türkiye düşmanlığı da doğru değil. İnsanların sağlığını da bozar” dedi.
‘MANSUR BEY, YAVAŞ YAVAŞ İLERLİYOR’
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesinde düzenlediği mitinge ilişkin konuşan Bahçeli, “Bu Mansur Yavaş’ın bileceği iş. Yavaş yavaş ilerliyor. Yıllar öncesinde Beypazarı’nda MHP’nin belediye başkanıydı. Daha sonra MHP’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı oldu. Şimdi bir yerlerde, Beypazarı’na gitmek yerine Pınarbaşı’na gidiyorsa; şimdi en çok kullanılan sık tabir var, ‘Siyasi’ diyorlar ya, siyaseten gitmiş yani. Her tarafa gidebilir. Bazı küçük yaşta çocuklar var. Onlar olayın üzerinde duruyor. Ardından geliyor, ‘Nasıl yaklaşalım efendim’ diyor. Ben her zaman onlara derim ki, ‘ürkütmeden yaklaşalım'” ifadelerini kullandı.
‘NE YAPACAKTIK, ÇİÇEK Mİ TOPLAYACAKTIK’
Ülkü Ocakları’nın geçmişten bu yana saldırılara uğradığını kaydeden Bahçeli, Ocaklar’ın Türkiye için var olması gereken bir kuruluş olduğunu belirtti. Bahçeli, “Şimdi televizyonlara çıkmışlar, kendi dönemindeki gençliklerin, ne tür hata yaptıklarına dair, hiçbir ifade kullanmadan Ülkü Ocakları’yla ilgili konuşmaya başlıyorlar. Bu doğru bir şey değil. Bana göre, bu sözün başlangıcı bunlardır. Şimdi bir cümle sarf edeceğim. Bu cümleyi iyi değerlendirmeniz lazım, saptırmaya da gerek yok. ‘İşgal de bir, boykot da bir’ sözü, Türkiye’deki gençlik hareketlerini çok aşırı boyutlara taşımıştır. Bu cümlenin sahibini, bu cümleyle beraber olanları, onların yetiştirdiklerini, Türkiye’yi yönetme kabiliyetini dikkate alıp, hareket noktası neresiymiş oradan bir başlamak lazım. Boykot da bir, işgal de bir. Sosyal demokratlar, boykotu tercih ettiler, sokakta gezdiler. Devrimciler, kaba kuvveti temsil ettiler, işgalde bulundular. O zaman boykotla işgali yapanlar kimler? Bunlar bunu yaptıktan sonra ne yapacaktık biz, çiçek mi toplayacaktık?” diye konuştu.