ANTALYA Ticaret ve Sanayi Odası’nın (ATSO) 2024 yılının son meclis toplantısında 2025 yılı bütçesi 550 milyon TL olarak belirlendi.
ATSO Aralık ayı meclis toplantısı Meclis Başkanı Ahmet Öztürk başkanlığında, Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hacısüleyman, yönetim kurulu ve meclis üyelerinin katılımıyla yapıldı. Mecliste ATSO’nun 2015 yılı bütçesi 550 milyon TL olarak kabul edildi.
Ülke ve Antalya ekonomisi üzerine değerlendirmede bulunan ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, hem Türkiye ekonomisi hem de Antalya açısından büyüme verileriyle ilgili olumlu bir gelişme gerçekleştiğini anlatarak, ekonomideki sorunlara da dikkat çekti.
ANTALYA EKONOMİSİNİN PAYI YÜZDE 3,5’E ÇIKTI
Aralık başında 2023 yılı illere göre GSYH verilerinin açıklandığını belirten Hacısüleyman, “Bu verilere göre Antalya, önceki yıl olduğu gibi yine Türkiye’nin altıncı büyük ekonomisi oldu. Ülke ekonomisinden daha hızlı büyüyen Antalya’nın Türkiye ekonomisindeki payı ise ilk defa yüzde 3,5 ile şimdiye kadarki en yüksek düzeyine çıktı. Tabi bu arada bu başarının diğer illerin daha kötü olması mı, yoksa bizim daha iyi olmamızın sonucu mudur? Bu da sorgulanmalıdır. Pandemi dönemi hariç Antalya ekonomisi, her yıl Türkiye ortalamasının üzerinde bir büyüme performansı göstermiştir. 2023’te olduğu gibi 2024’te de çalışkan ve üretken yapımızla bu başarıyı sürdürüyoruz” dedi.
BÖYLE DEVAM ETMEYECEĞİ MUHAKKAK
Ülke ekonomisinde bozulan dengelerin yavaş yavaş yerine gelmeye başladığını belirten Hacısüleyman, “Örneğin ülke risk priminin düştüğünü, cari açığın düştüğünü, dengesiz şekilde büyüyen iç talebin normalleştiğini, enflasyonda zirveden dönüşün başladığını görüyoruz. Ama bunlarla birlikte hayat pahalılığında iyileşme olmadığını, maliyetlerimizdeki yüksekliğin devam ettiğini, ihracat tarafında uluslararası rekabet gücümüzün zayıfladığını, şirketlerimizin ciddi finansman sorunu yaşadıklarını, yüksek faizlerin tüketimden çok üretimi zayıflattığını da görüyoruz. Bu işin böyle devam edemeyeceği muhakkak” diye konuştu.
2025 NASIL BİR YIL OLACAK
2025’in olumlu ve olumsuz anlamda beklenmedik gelişmelerin yaşanma ihtimalinin yüksek olduğu bir yıl olduğunu dile getiren Hacısüleyman, “Ekonomi yönetimi tarafından uygulanan politikalar yavaş ve gecikmeli de olsa sonuç vermeye başladı. Yıl içinde faiz oranlarının kademeli şekilde gerilediğini göreceğiz. Bu hem borçlanma maliyetlerini aşağı çekecek, hem de tüketicinin satın alma eğilimini güçlendirecek. Merkez Bankasının 2025 yıl sonu enflasyon hedefi yüzde 21. Güncel gelişmeler buna ulaşmanın çok zor olacağını gösteriyor. Ancak yine de yüzde 30 civarında bir enflasyon düzeyine ineceğiz gibi görünüyor” dedi.
2025’TE TURİST SAYISI ARTACAK
Antalya şehir ekonomisi açısından, turizm göstergelerinin 2025 için artı hanesine yazılabilecek bir başka faktör olduğunu ifade eden ATSO Başkanı Hacısüleyman, gelen turist sayısında ve harcamalarda artış beklendiğini kaydetti. Dünyadaki gelişmelerden de bahseden Hacısüleyman, “Yılın ilk yarısında Türkiye ekonomisinde üretim ve talep göstergelerinde büyük bir değişiklik beklemiyoruz. Ancak ikinci yarıdan itibaren talebin kademeli olarak canlanacağına yönelik genel bir beklentimiz var. Tüm bu belirsizlikler nedeniyle 2025 için net bir öngörü yapmak mümkün değil. Yıl içinde inişli çıkışlı, değişkenliği yüksek ve yurtiçi gelişmelerden çok yurt dışındaki gelişmelerin belirleyici olacağı bir dönem yaşayabiliriz” diye konuştu.
ESAS KONUMUZ HAYAT PAHALILIĞI
Ülke genelinde ekim ayından bu yana asgari ücretin konuşulduğunu belirten Hacısüleyman, “Bizim başka şeylere konsantre olmamız gerekirken adeta 85 milyon vatandaş asgari ücretin ne olacağına kafa yoruyor. Asgari ücret elbette önemli. Bunu inkar edemeyiz. Çalışanların yarıdan fazlası asgari ücret ya da asgari ücrete çok yakın ücret alırken, bunu konuşmamak olmaz. Ancak sorunu ve çözümü farklı yerlerde arıyoruz. Devlet, sendikalar, iş dünyası ve çalışanlar olarak ücretlerdeki zayıflığı, ülkedeki pahalılığı azaltmak yerine ücret artışları yoluyla dengelemeye çalışıyoruz. Üretilen bir ürünün nihai üreticiye ulaşırken fiyatı neden 6-7 kat artıyor sorusuna cevap bulamazsak, çözüm getiremezsek bu işi çözemeyiz. Türkiye’de konut fiyatları ve kiralarının neden Avrupa’ya Amerika’ya kıyasla yüksek olduğuna cevap bulamazsak, çözüm getiremezsek bu işi çözemeyiz. Neden Avrupa’daki en pahalı eti ve sütü tükettiğimize bir cevap bulup çözüm getiremezsek bu işi çözemeyiz. Bugün asgari ücret çok yüzdelerle artsa ne olacak? Bu saydığım sorunların hangisi çözülecek? Hiçbiri. Yani çözüm asgari ücrette artıştan ziyade yapısal sorunlarımıza çare arayıp bu asgari ücret konusunu gelecek yıllarda gündemden düşürmek gerekiyor. Bizim esas konumuz hayat pahalılığı” dedi.