Covid-19 pandemisinde tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kapsamlı karantinalar ve kısıtlamalar uygulanmaya devam ediyor. Tüm bu sürecin toplum sağlığını korumak odaklı olduğunun hepimiz bilincinde olsak da, izolasyon dönemi bazı bireyler için olumsuz ruhsal sonuçlar yaratabilmekte. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki bu dönemde bireylerin yaşadığı en baskın duygu: KAYGI… Sevdiklerimizden ayrı kalmak, bağımsızlığımızın kısıtlanıyor olması, hastalığın seyri ve belirsizlik pek çoğumuz için oldukça stres ve kaygı uyandırıcı. Hatta pek çok bireyde depresif duygu durumun görülme sıklığının arttığını gözlemliyoruz. Stres ve kaygı düzeyinin yüksek olması, hormon düzeylerinde de dengesizliklere sebep olduğundan bellek ve dikkat gibi bilişsel işlevlerimiz de bundan etkileniyor. Bir düşünün, sürecin başından beri geçen hafta olan bir anıyı hatırlamakta zorlandığınız ya da günleri karıştığınız olmuş muydu? Ancak kaygı düzeyinizi yükseltmeyin! Olağandışı süreçlerde bazı ruhsal belirtiler göstermek, geçici ve normal kabul edilmektedir. Özellikle sağlığımızın söz konusu olduğu pandemi döneminde kaygı duymak, öfke, korku, üzüntü gibi karışık duygudurumlar yaşamak oldukça olağandır. Önemli olan bu kaygı duygusu ile ne yaptığımız! Bu süreçte psikolojik dayanıklılığımızı arttırmak ve kaygı düzeyimizle mücadele etmek için neler yapabileceğimize bir göz atalım; Virüsle ilgili gelişmeleri mümkün olduğunca doğru kaynaklardan, yalnızca günün belirli saatlerinde takip edin. Bilgi kirliliği kaygı düzeyinizi arttırabilir. Hem kendimiz, hem de çocuklarımız için mutlaka dikkat etmemiz gereken; rutinleri bozmamak. Uyku ve yemek saatleri, ders saatleri mümkün olduğunca pandemi öncesindeki düzeninde devam etmeli. Örneğin; tüm gün pijamalarla oturmaktansa, kalktıktan sonra günlük kıyafete geçilebilir. Bunun yanında vaktimizi verimli geçirmek, aile içi iletişimi geliştirecek aktivitelere ortak karar vermek oldukça önemli. İhtiyaç hissettikleri takdirde çocuklarımızla virüs hakkında konuşmak, onların kaygısını azaltmak için faydalıdır. Fiziksel hareketliliğinizi kısıtlamayın! Egzersiz yapmak seratonin hormonunun salınımını destekleyerek, depresif, sıkılgan ve yorgun bir ruh halinden sizi uzak tutmaya yardımcı olur. Eğer kaygı, stres, depresif ruh hali ve bunun yanında günün büyük bir bölümünde hissettiğiniz, baş etmekte zorlandığınız ve işlevselliğinizi etkilediğinizi düşündüğünüz belirtiler varsa; mutlaka bir uzmanla iletişime geçin. Sağlıklı günler dilerim.
Uzm.Psk. Aybüke Hazal ÜNAL