KAHRAMANMARAŞ’ta milyondan bir görülen, kirli ve temiz kanı kalbinde birbirine karışan Hasan Hüseyin Daşçı (19), kalp zarından yapılan tünelle sağlığına kavuştu. 4 saat süren operasyonu gerçekleştiren Sütçü İmam Üniversitesi’nden Doç. Dr. Mehmet Kirişci, normalde bu tür hastalıklarda kalpte delik olması gerektiğini, delik olmamasının milyonda bir görüldüğü ama yapılan müdahale ile hastanın sağlığına kavuştuğunu söyledi.
Astsubaylık başvurusu yapmak için Ankara’ya giden Hasan Hüseyin Daşçı, sağlık kontrolünde, temiz ve kirli kanın kalbinde birbirine karıştığını öğrendi. ‘Total Pulmoner Venöz Dönüş Anomalisi’ teşhisi konulan Daşçı, memleketine dönüp, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi’ne başvurdu. Burada yapılan detaylı tetkikler sonucunda, Daşçı’ya konulan teşhis netleşti ve ameliyat olmasına karar verildi. Doç. Dr. Mehmet Kirişci ile ekibi, Daşçı’yı açık kalp ameliyatına aldı. 4 saat süren ameliyat ile ekip, öncellikle kalp zarından tünel yaptı. Akciğer damarından gelen temiz kanın bu tünel içerisinde geçerek, kirli ve temiz kanın birbirine karışması engellendi.
Sağlığına kavuşup, taburcu olan Hasan Hüseyin Daşçı, “Ankara’ya astsubaylık için gitmiştim. Sağlık kontrolünden geçerken şans eseri hastalığı öğrendim. Kalbime baktılar, sağ tarafının büyük olduğunu söylediler sonra tahliller yapıldı. Kirli ve temiz kanın birbirine karıştığını söylediler. Ben de daha sağlık durumumu daha detaylı öğrenmek için memlekete geldim. Burada hastalığın çok nadir olduğunu öğrendim. Şimdi çok şükür, sağlığıma kavuştum” dedi.
‘GERÇEKTE OLMASI GEREKEN YERDE DEĞİLDİ’
Sütçü İmam Üniversitesi Kalp ve Damar Cerrahisi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Kirişci de Daşçı’nın doğuştan hastalığı nedeniyle akciğerden gelen kanın tekrar akciğere gittiğini söyledi. Doç. Dr. Kirişci, akciğere daha fazla kan gitmesinin akciğer tansiyonu, bunun da akciğer yetmezliği oluşturacağını belirterek, “Akciğerlerden temiz kanları getiren damarlar yanlış yere dökülüyordu. Dolayısıyla kirli kan ile temiz kan birbirine karışıp, tekrardan akciğerlere gidip, akciğer basıncını ciddi oranda artırıyordu. Bizim yaptığımız tetkiklerde de bu damarların dönüş yerinin gerçekte olması gerektiği yerde değil; kalbin sağ tarafına döküldüğünü gördük. Bu durumun hastada klinik semptomlar oluşturduğunu da fark ettik ve ameliyata aldık. Ameliyata girdiğimiz hastamızın önceki yapılan tetkiklerinde farklı bir durumu da ameliyat içerisinde karşımıza çıktı. Bu gelen temiz kanın, kalbin içerisindeki bir delikle olması gereken yere dökülmesi gerekirdi” diye konuştu.
‘DELİK AÇIP, TÜNEL OLUŞTURDUK’
Bu durumun da nadir olduğunu, milyonda bir görüldüğünü anlatan Doç. Dr. Kirişci, “Bunu ameliyatta fark ederek kalbinin içerisine, kirli kanın geçtiği yerden temiz kanın dökülmesi için bir delik açarak, tünel oluşturduk. Bu damarı alıp, tünelle kirli kanların olduğu yerin içerisinden geçirip, temiz kanla buluşmasını, temiz kanın dökülmesi gereken yere dökülmesini sağladık. Kalbin içerisine tünel açılarak, bu hastamız sağlığına kavuşmuş oldu. Bu ameliyat yapılmamış olsaydı şayet dönüş anomalisinden gelen temiz kanlar akciğere daha fazla yük oluşturup, akciğer basıncını artıracak, dolayısıyla kalp pompalayaraktan kanın akciğere gitmesinin önüne geçilmiş olacak ve karşımıza akciğer yetmezliği çıkacaktı. Bunun da tedavisi uzun dönemde akciğer nakliyle ancak yapılabilir bir hale gelecekti” diye konuştu. (DHA)
FOTOĞRAFLI
DHA-Sağlık – Türkiye-Kahramanmaraş – Ömer KOÇ