TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cakarta’da Yunus Emre Enstitüsü’nü ziyaret etti. Burada Türkiye mezunu gençlerle bir araya gelen Kurtulmuş, yaptığı açıklamada, “Dünyada kendilerini birinci sınıf, diğer insanları ise ikinci-üçüncü sınıf gören ülkeler olduğunu görüyoruz. İşte en son, Filistin-İsrail arasındaki bu savaşın arkasındaki esas neden, sadece bir güç mücadelesi değil, İsraillilerin sadece Filistinli kardeşlerimizi oradan sürüp atmak davası değil, aynı zamanda kendilerini birinci sınıf, oradaki Filistinlileri de ikinci-üçüncü sınıf insan olarak görmesinden kaynaklanıyor” dedi.
Kurtulmuş, Meksika, Endonezya, Güney Kore, Türkiye ve Avustralya’nın oluşturduğu MIKTA’nın 9’uncu Parlamento Başkanları Toplantısı’na katılmak üzere geldiği Endonezya’nın başkenti Cakarta’daki Yunus Emre Enstitüsü’nde Türkiye mezunu gençlerle bir araya geldi.
Kurtulmuş, burada yaptığı konuşmada, Yunus Emre Enstitüsünün bu ülkedeki çalışmalarının hayırlı ve güzel çalışmalara vesile olmasını diledi. Endonezyalıların Türkçeyi ve Türk kültürünü öğrenmek için Yunus Emre Enstitüsü’nü bir merkez olarak kabul ettiklerini dile getiren Kurtulmuş, enstitünün nice gencin Türkçeyi öğrenmeye katkı sağlaması temennisini dile getirdi.
Yunus Emre Enstitüsü’nün dünyanın birçok yerinde Türkiye’nin önemli yumuşak güçlerinden olduğunu ifade eden Kurtulmuş, Maarif Vakfı’yla, TİKA’yla, Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları’yla ve vakıflarla dünyanın dört bir tarafında hem dostlarla, kardeşlerle irtibat kurma imkanının bulunduğunu hem de oralarda ecdat yadigarı eserler varsa onların yeniden ihya edilmesi ve insanlığın faydasına sunulması için gayret gösterildiğini kaydetti. “Yunus Emre Enstitüsü de bu çerçevede Türkiye’nin son yıllardaki en önemli dış politika güçlerinden birisidir” diyen Kurtulmuş, Yunus Emre Enstitüsü üzerinden Türkçenin ve Türk kültürünün tanıtılması noktasında güzel hizmetler verildiğini, bu konuda emeği geçenleri tebrik etti.
Endonezya ve Türkiye’nin barındırdıkları potansiyellere dikkati çeken Kurtulmuş, ülkeler arasındaki mesafeye rağmen halklarının kalpleri ve zihinlerinin birbirine çok yakın olduğunu belirtti. Uzak mesafeye rağmen kardeşlik bağlarının her bakımdan yakınlaşmaya vesile olduğunu ifade eden Kurtulmuş, 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Endonezyalıların, Türkiye’deki dostlarının, kardeşlerinin yanına koşarak gelmelerinin, hem arama kurtarma faaliyetlerine hem de yardım faaliyetlerine destek vermelerinin unutulmaz bir dostluk göstergesi olduğunu kaydetti.
“KENDİLERİNİ BİRİNCİ SINIF, DİĞERLERİNİ İKİNCİ-ÜÇÜNCÜ SINIF GÖREN ÜLKELER VAR”
Kurtulmuş, dünyanın büyük zorluklar yaşayacağı bir döneme girdiğini belirterek, bugün yaşanan ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel sorunların aslında son iki asırdır dünyaya kurum ve kuruluşlarıyla, paradigmasıyla hakim olan modern Batı değerlerinin ortaya çıkardığı krizler yumağı olduğuna dikkati çekti. TBMM Başkanı Kurtulmuş, dünyanın içinde bulunduğu bu zorluklardan çıkışının yolunun, sorunları tek tek ele alarak çözmekle uğraşmaktan ziyade, bütün bu sorunları ortaya çıkaran düşünce dünyasının değişmesini temin etmekten geçtiğini söyledi.
Dünyanın birçok yerinde bölgesel çatışmaların da yaşandığını anımsatan Kurtulmuş, şöyle devam etti:
“Dünyada kendilerini birinci sınıf, diğer insanları ise ikinci-üçüncü sınıf gören ülkeler olduğunu görüyoruz. İşte en son, Filistin-İsrail arasındaki bu savaşın arkasındaki esas neden, sadece bir güç mücadelesi değil, İsraillilerin sadece Filistinli kardeşlerimizi oradan sürüp atmak davası değil, aynı zamanda kendilerini birinci sınıf, oradaki Filistinlileri de ikinci-üçüncü sınıf insan olarak görmesinden kaynaklanıyor. Dolayısıyla şu andaki İsrail-Filistin arasındaki sorunun temel kaynağı siyasi değil, yine düşünceyle ilgili, felsefeyle ilgili, insanlığa ve dünyaya bakışla ilgili büyük, vahim bir problemdir. Kendilerini seçkin bir ırk olarak kabul edenler, o bölgede yaşayan bütün insanları değil sadece, dünyanın her tarafındaki insanları da kendilerine hizmet etmekle görevli birer köle gibi görüyorlar.”
“YENİ BİR FİKRE, YENİ BİR ANLAYIŞA VE YENİ BİR YÖNELİŞE İHTİYAÇ VARDIR”
İçinde yaşanılan dönemin, özellikle Müslüman genç nesillere büyük sorumluluklar yüklediğini ifade eden Kurtulmuş, “Yeni bir fikre, yeni bir anlayışa ve yeni bir yönelişe ihtiyaç vardır” dedi. Yeni bir yönelişi inşa ederken, dünyayı tanımlamak için yeryüzündeki insana bakış açısının tanımlanması gerektiğini söyleyen Kurtulmuş, şunları söyledi:
“İnsanların hepsi, ‘yaratılışta eş’ olmak bakımından birbirinin eş değeridir. Buna inanmayan kimsenin, insanları eşit görmesi mümkün değildir. Gazze’de 5 bin çocuk şu anda maalesef öldürüldü, şehit oldu. İnsanlar arasında hiyerarşi oluşturuyorlar. Biz dünyanın hiçbir yerinde bir kişinin bile ölmesini istemeyiz. Ama Ukrayna’da ölen, öldürülen bir çocuk için yas tutuyorlar, Filistin’de öldürülen 5 bin çocuğun hiçbir şekilde kıymeti yok, onu görmezden geliyorlar. Çünkü insanları yaratılışta eş görmüyorlar. Kim o Filistinli? Orta Doğu’nun kenarda kalmış insanları gibi bakıyorlar, kılları kıpırdamıyor. Vicdanlarında en ufak bir insani hareketlilik içerisinde değiller. Dolayısıyla yeni bir dünyanın kurulabilmesi için ilk şey insana bakış açısının düzeltilmesidir. Burada Müslüman zihin dünyasının bize kazandırdığı en önemli şey, insanların yaratılışta eş olduğu prensibidir. Yani her bir insan, hazreti insandır.”
Dünya milletlerinin hiçbirisinin arasında bir hiyerarşinin de bulunmadığını vurgulayan Kurtulmuş, “Bugün dünya sistemini eleştirdiğimiz nokta nedir? Beş ülke, dünyadaki 195 ülkeden daha üstte. Çünkü adamlar bu sistemi güçler hiyerarşisi üzerinde kurmuşlar. Yeni bir dünyadan bahsediliyorsa mutlaka ama mutlaka ülkelerin egemen eşitliği meselesini kabul etmek mecburiyetindeyiz” ifadesine yer verdi.
Kurtulmuş, konuşmasının ardından Endonezyalı gençlerin sorularını da yanıtladı. Programa, Türkiye-Endonezya Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı AK Parti Kayseri Milletvekili Ayşe Böhürler, AK Parti Yalova Milletvekili Ahmet Büyükgümüş, İYİ Parti Bursa Milletvekili Hasan Toktaş ile Türkiye’nin Cakarta Büyükelçisi Talip Küçükcan da katıldı.