ANTALYA Barosu Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu’nun 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla yapılan açıklamasında, 2 günde 8 kadın cinayetinin tesadüf olamayacağı belirtilerek, “Bu kadınların tamamı ya evli, ya boşandıkları ya da boşanmaya çalıştıkları erkekler tarafından öldürüldü. Şiddet uygulayanlar cezasız kaldıkça başka failler bundan cesaret alıyor” dedi.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Antalya Barosu Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu, Antalya Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya, Baro Başkanı Hüseyin Geçilmez, Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu üyeleri ve çok sayıda avukat katıldı. 167 yıl önce 127 kadının eşit işte eşit ücret mücadelesi için yanarak can verdiği hatırlatılan açıklamada, günümüzde kadınların eşitlik arayışının hala devam ettiği vurgulandı.
‘2 GÜNDE 8 KADIN ÖLDÜRDÜLDÜ’
Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu adına açıklama yapan avukat Nur Deniz Toklu, Türkiye’deki kadınların seçme ve seçilme hakkını Avrupa’daki çoğu ülke kadınlarından çok daha erken elde ettiğini belirterek, Türkiye’deki kadınların hala kendi bedenleri, medeni halleri ve yaşam haklarının sınırlandığını anlattı. Toklu, “2 günde 8 kadın cinayeti de tesadüf değildir. Bu kadınların tamamı ya evli, ya boşandıkları ya da boşanmaya çalıştıkları erkekler tarafından öldürüldü. Nafakanın, 6284 sayılı yasanın, medeni haklarımızın tartışmaya açıldığı her dakika kadınlar öldürülmeye devam ediyor. Medeni haklara göz dikenler, anayasal eşitlik ve laiklik ilkesini yok sayanlar, kadınların ve çocukların nafakasına el uzatanlar nedeniyle kadınlar öldürülüyor. Şiddet uygulayanlar cezasız kaldıkça başka failler bundan cesaret alıyor” dedi.
‘YOK EDİLMEYE ÇALIŞILMAKTADIR’
Medeni Yasa’daki aile hukuku bölümünün 2002 yılında yeniden düzenlendiğini aktaran Toklu, yasanın günün ihtiyaçlarına uygun hale getirildiğini anlattı. Nur Deniz Toklu, “Aile reisliğine dayalı model terk edilerek, haklar ve sorumluluklarda eşitlik ilkesine dayalı bir aile modeli getirilmiştir. Yeni Medeni Yasa ile ev içi emeğin ve çocuk bakımının yasal karşılığı tanınmış, edinilmiş mallara katılma rejimi ile eşit paylaşım ilkesi getirilmiştir. Evlilik süresince sarf edilen fiziksel ve duygusal emek sayesinde, erkeklerin zorunlu masraflarından tasarruf ederek zenginleştiği, kadınların ise emeklerini ve hayatlarını vererek yoksullaştığı cinsiyetçi aile sisteminin sona ermesi yasal güvenceye kavuşturulmuştur. Ancak bugün, Medeni Yasa’nın içerdiği eşitlik ve eşler arasında dayanışmaya dayalı aile modeli, toplumu yanıltıcı argümanlar ileri sürülerek yok edilmeye çalışılmaktadır” diye konuştu.
‘MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK’
8 Mart’ın kadın dayanışmasının ve örgütlü mücadelenin bir sembolü olduğunu belirten Nur Deniz Toklu, kadınların yıllardır büyük bir inançla ve azimle mücadeleyi sürdürdüğünü söyledi. Toklu, “Kadının, erkekle yaşamın her alanında eşit konumlandırılması gerektiğinin vurgulandığı, cinsiyete dayalı ayrımcılık ve şiddetin son bulmasının ve kadının insan haklarını ihlal eden düzene karşı gelinmesine devam edileceğinin haykırıldığı gündür. Antalya Barosu Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu olarak; uzun yıllar kadın mücadelesi sonucunda elde edilen hak ve kazanımlardan bir nebze dahi geriye götürecek her türlü söylem, girişim, eylem ve karanlık zihniyetin karşısındayız. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında kadınların sanat, spor ve bilim alanlarında uluslararası arenada elde ettiği başarılar bu anlamda hepimize güç veriyor. Kadın haklarının teminatı olan laikliğe bağlılıkla dayanışmamızı sürdüreceğimizi, yitirdiğimiz canlarımızı anarak mücadelemize devam edeceğimizi paylaşıyoruz” dedi.
Aslı DURAN/ANTALYA, (DHA)