ANKARA Üniversitesi bünyesindeki Elektron Hızlandırıcısı ve Işınım Tesisi’nin (TARLA) birinci fazı devreye alındı. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Devletimizin bugüne kadar 35 milyon euro kaynak tahsis ettiği TARLA, süper iletken hızlandırma teknolojisini kullanarak elektron hızlandırma kabiliyetini Türkiye’ye kazandırdı” dedi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır, Ankara Üniversitesi Gölbaşı Kampüsü’nde TARLA Faz-1 Devreye Alma Töreni’ne katıldı. Programın katılımcıları arasında, Ankara Üniversitesi Rektörü Naci Ünüvar, akademisyenler ve öğrenciler de yer aldı. Bakan Kacır, TARLA projesinin yerli donanım ve yetkinlikleriyle Türkiye’nin süper iletken elektron hızlandırıcı teknolojisine sahip dünyada 4 ülke arasında yer almasını sağladığını belirterek, “Sağlık teknolojilerinden nano malzemelere, güneş enerjisi teknolojilerinden astrofizik ve uzay gözlemlerine pek çok alanda faaliyet gösteren araştırma altyapılarımızın ülkemizin bilim temelli kalkınmasında itici güç olarak görüyoruz. Kamu kaynaklarıyla kurulmuş ve desteklenmeye devam edilen ulusal araştırma altyapılarımızın ülkemizin ihtiyaç duyduğu teknoloji başlıklarında bilgi, teknoloji ve insan kaynağı geliştirme performanslarını Araştırma Altyapıları Komisyonumuz koordinasyonunda çok yakından takip ediyoruz” ifadelerini kullandı.
‘SAĞLIK ALANINDA İHTİYAÇLARIMIZA CEVAP VERECEK’
Hizmete başlaması planlanan araştırma altyapılarından birinin de bugün devreye alınan TARLA projesi olduğunu dile getiren Kacır, “Devletimizin bugüne kadar 35 milyon euro kaynak tahsis ettiği TARLA, süper iletken hızlandırma teknolojisini kullanarak elektron hızlandırma kabiliyetini Türkiye’ye kazandırdı. TARLA’nın yaptığı bilimsel çalışmalar, bizlere en küçüğün doğasını anlatacak, dolayısıyla bize en büyüğün işleyişi hakkında önemli ipuçları verecek. Işık hızında elektronların üretimi gibi sahip olduğu teknoloji altyapısı ve yeteneğiyle TARLA, uygulamalı temel bilim ve mühendislik dallarında araştırmaların önünü açacak. Özellikle elektron hızlandırıcısıyla, radyasyon yönetiminde elde edeceğimiz bilgi birikimi ve kabiliyetler, sağlık gibi pek çok öncelikli alanda ulusal ihtiyaçlarımıza cevap verecek. Kanser hastalarının tedavilerinde önemli bir aşama olan ve ışınlama tedavisi olarak bilinen tıbbi yöntemin temelinde hızlandırıcı teknolojilerle geliştirilen ve kanserli bölgelere yüksek hassasiyet ve radyasyon verilmesine imkan tanıyan medikal linak sistemler yer alıyor. TARLA artık, yerli medikal linak tasarımı ve üretimini yapabilecek ulusal bir araştırma tesisi haline gelecek. Hızlandırıcımızda ayrıca, havacılık ve uzay sanayinin ihtiyaç duyduğu yüksek radyasyon ve ısı gibi zorlayıcı dış faktörlere dayanıklı özgün malzemelerin ülkemizde test edilmesi, geliştirilmesi ve üretilmesinde yararlanılabilecek” dedi.
Projenin tüm fazlarıyla tamamlandığında parçacık fiziği, nükleer fizik, biyoteknoloji ve nanoteknoloji, genetik, malzeme, endüstri, meteoroloji, çevre, kimya, ilaç, maden, enerji, savunma, uzay, iletişim gibi pek çok alanda araştırma, eğitim ve uygulama imkanı sağlayacağına işaret eden Kacır, “Öncül teknolojilerin geliştirilmesi için altyapı olanağı tanıyacak olan yüksek teknolojiye sahip bu tesis kurulumunun en kritik aşaması olan Faz-1 elektron hızlandırıcısının devreye alınmasıyla ülkemiz, hızlandırıcı teknolojilerine dayalı bilimsel kapasitesinin gelişimi için önemli bir eşiği aşmış oldu. TARLA bünyesinde araştırmacılarımız halihazırda, 2’si Avrupa Birliği, 9’u da TÜBİTAK destekli olmak üzere 11 proje yürütüyor. TARLA’nın hızlandırıcısının tam kapasiteyle devreye alınması için tüm gerekli desteği sunmaya devam edeceğiz. Yürütülen öncül ve özgün Ar-Ge çalışmalarına daha da hız kazandıracağız. Pek çok alanda kamu, özel sektör ve üniversitelerimizle yürütülecek nitelikli projelerle yayın ve patent sayımızı artıracağız. TARLA, bünyesindeki karakterizasyon, lazer, çevre ve biyoteknoloji laboratuvarıyla Türk bilimine katkı sağlamak için çalışmalarına devam edecek kendi öz yeterliliğini sürdürülebilir hale getirecek. Böylesine önemli bir tesisin önümüzdeki süreçte adını ulusal ve uluslararası mecrada çok daha fazla duyacağımızdan şüphe duymuyorum” diye konuştu.