ANTALYA Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bahar, gündemdeki vergi paketi hakkında görüşlerini belirterek, “İş dünyası olarak sürekli kendimizi ekonomik gelişmelere ve mevzuat değişikliklerine karşı kollayan bir savunma durumundayız” dedi.
Yeni vergiler getirmek yerine mevcut sistemin daha etkin çalıştırılması gerektiğine dikkat çeken ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bahar, ülke gündeminde olan yeni vergi paketini değerlendirdi. Türkiye’de vergi konusunda bir reforma ihtiyaç olduğunu ifade eden Başkan Ali Bahar, “Hazine ve Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek iş dünyası örgütlerinin yöneticileriyle bu konuda bir toplantı yapıyor olsa da paketin içinde ne olduğunu, medya yansımaları dışında şu ana kadar net olarak öğrenmek mümkün olmadı. Dolaylı vergilerin toplam vergi geliri içindeki payı çok yüksek, ücretliler üzerindeki vergi yükü de yine oldukça yüksek” diye konuştu.
İYİLEŞTİRİLMESİNİ UMUYORUZ
Vergilendirilmeyen kazançların kayıt dışılığı yukarı çektiğini yıllardan beri dile getirdiklerini ifade eden Başkan Ali Bahar, “Sanayi ve hizmet sektörlerinde merdiven altı üretim yapanların denetlenmemesi sebebiyle hem vergi kaybına hem de adil olmayan bir rekabet ortamına maruz kalıyoruz. Etkinlik ve etkililik diye iki farklı kavram var. Birincisi işleri doğru yapmak, ikincisi ise doğru işleri yapmak. Birinci aşamayı tamamlamadan ikincisine mi geçiyoruz? diye kendimize sormalıyız. Öncelikle vergisini ödemeyenlere, kaçak çalışanlara, vergi kaçıranlara odaklanmak gerekiyor. Sayısı artırılabilecek bu örneklerin iyileştirilmesini istiyor ve umuyoruz” şeklinde konuştu.
VERGİ ÖDEYENLERİ CEZALANDIRMAYALIM
Vergi iyileştirmesi gerçekleşmeden vergi artışının yapılmasıyla, kayıt dışı ile gerçek vergi ödeyenlerin rekabet edemeyeceğini anlatan Başkan Bahar, şunları söyledi:
“Vergi ödeyenleri cezalandırmayalım. Ancak, mevcut süreç üzerine bazı eleştirilerimiz var. Birincisi, son haftalarda gündemde olan vergi paketinin detayları konusunda bir netlik olmaması, planlanan değişiklikler üzerinde kapsamlı tartışmalar yapılmasını engelledi. Asgari kurumlar vergisi, yurtdışı çıkış harcı, serbest bölgelerdeki şirketlerin vergilendirilmesi, ar-ge merkezi ve teknopark şirketlerinin vergi istisnalarının kaldırılması gibi konuların tartışılması gerekir.”
STRATEJİK BİR DÖNÜŞÜM GEREKLİ
Parça parça revizyon yapmak yerine yeni vergi mevzuatında köklü, reformist ve geçiş sürecini öngören bir sistematik olması gerektiğinden yana olduklarını belirten Bahar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Temel sorunumuz olan doğrudan- dolaylı vergi konusunun küçük manevralar ile değil stratejik bir dönüşüm ile ıslah edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu sürecin tüm kesimlerin görüşleri alınarak ve yeniden revizyona ihtiyaç duyulmayacak şekilde yürütülmesi gerekiyor. Vergi değişiklikleri konusu iş dünyasını çok meşgul ediyor. Daha 2 ay önce enflasyon muhasebesini konuşurken, şimdi bambaşka bir vergi gündemimiz var. İş dünyası olarak sürekli kendimizi ekonomik gelişmelere ve mevzuat değişikliklerine karşı kollayan bir durumdayız. Biz bunu istemiyoruz. Bir kere yapalım ve yıllarca bunu konuşmayalım istiyoruz.”
ZAMANLAMA YANLIŞ
Serbest bölgedeki şirketlerden kurumlar vergisi alınmasının gündemde olduğunu ifade eden Başkan Bahar, şöyle konuştu: “1985 yılında yayımlanan 3218 Sayılı Serbest Bölgeler Kanunu’nun birinci maddesi, Serbest Bölgelerin doğrudan yabancı yatırımları artırmanın ve ülkemize teknoloji girişini hızlandırmanın temel amaç olduğunu söylüyor. Ancak, bu yatırımların ülkeye gelmesini sağlamak kadar ülkemizde kalmasını sağlamak da önemli. Bizim başarılı denebilecek bir serbest bölgeler sistemimiz var. Bu yapıya zarar vermek bir yana geliştirmemiz ve desteklememiz gerekiyor. Oysa biz maçın ortasında kural değiştiriyoruz. Üstelik doğrudan yatırım girişine en çok ihtiyaç duyduğumuz dönemde. Değişiklik yapılması planlanan teknoparklardaki ar-ge merkezi olan şirketlere yönelik vergi istisnalarının kaldırılması konusunu içerik, zamanlama ve iletişim açısından son derece yanlış buluyoruz. Yıllardır ülkemizde yüksek teknolojili üretim ve ihracat artsın diye çalışıyoruz. Bakın ihracatta yüksek teknolojinin payı hala yüzde 3,7 düzeyinde. Hal böyle iken ‘gidin bize yüksek teknolojili üretim yapın’ dediğimiz girişimcilere biz şimdi tanıdığımız istisnaları kaldırıyoruz. Vergi gelirinin her 1 lirası önemlidir buna şüphe yok ancak odaklanmamız gereken alan bu olmamalı.”